بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ ١٦١

Ne siz, ne de tapmakda olduklarınız,

– Hasan Basri Çantay

مَآ أَنتُمْ عَلَيْهِ بِفَٰتِنِينَ ١٦٢

Siz Onun aleyhinde (hiçbir ferdi) fitneye (ve fesada) sürükleyecek (bir kudretde) değilsinizdir.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ ٱلْجَحِيمِ ١٦٣

Meğer ki kendisi cehenneme girecek kimse olsun.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ ١٦٤

Bizden kimse müstesna olmamak üzere her biri için ma'lûm birer makam vardır.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلْمُسَبِّحُونَ ١٦٦

Biziz o tesbîh edenler de mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat'î sözü söylüyorlardı :

– Hasan Basri Çantay

لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ١٦٨

«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,

– Hasan Basri Çantay

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ١٦٩

«Elbet biz de Allahın ihlâsa erdirilmiş kullarından olurduk».

– Hasan Basri Çantay

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ١٧٠

Şimdi ise ona (inanmayıb) kâfir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.

– Hasan Basri Çantay

وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلْمُرْسَلِينَ ١٧١

Andolsun ki (peygamber olarak) gönderilen kullarımız hakkında bizim geçmiş sözümüz (vardır):

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu